Aile Şirketlerinde Anlaşmazlık Ve Uyuşmazlıkların Önlenmesine İlişkin Tedbirler
Aile şirketleri, şirket yönetiminin veya şirket içerisindeki oy hakkının, diğer bir ifade ile kontrol yetkisinin bir veya daha fazla aile üyesine ait olduğu şirketlerdir. Aile üyeleri tarafından kurulan bu şirketlerin en önemli sorununun kurumsallaşma konusundaki gecikmeler ve aksamalar olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Yapılan araştırmalar neticesinde doğru zamanda kurumsallaşmayı gerçekleştirilememesi nedeni ile ülkemizde kurulan aile şirketlerinden yalnızca %2’lik bir bölümünün dördüncü ve sonraki kuşaklara ulaşabildiği görülmektedir.
Yayınlanma Tarihi: 04/04/2022

Aile şirketlerinin devamlılığı konusunda; Akbank, Deloitte, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi, EDU ve Türkiye Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) işbirliğince hazırlanan “Aile Şirketlerinde Sürdürülebilir Başarının Anahtarları” çalışmasının sonuçlarına göre sürdürülebilirlik konusundaki en büyük engelin aile üyelerinin yönetimindeki konumları, kâr vemiras dağılımı hususlarında anlaşmazlıklar olduğu ortaya çıkmıştır.

Anılan bu çalışmada,

  • Aile içi anlaşmazlıkların, şirket faaliyetlerini de olumsuz etkilediği,  
  • Bu tür çatışmaların, şirket karar alma süreçlerinin yavaşlamasına, doğru kararların hızlı alınamamasına ve çeşitli fırsatların kaçırılmasına, kişisel egoların ön plana çıkmasıyla şirketin menfaatine olankararların alınamamasına ve kurum stratejisine odaklanılamamasına sebep olduğu,
  • Aile şirketleri ile ilgili yaşanan bir diğer sorunun da “nepotizm” olduğu ve şirketlerde aile üyelerinin şirket içinde kayırılması aile üyesi olmayan çalışanları olumsuz etkilediği belirtilmektedir.

Araştırma kapsamındayapılan görüşmeler sonucunda, başarı kriterlerini sağlayan aile şirketlerinde, aile üyeleri arasında anlaşmazlıkların doğmaması için etkili iletişimin bulunduğu, şirkette aktif rol alan aile üyelerinin görev ve sorumluluklarının net bir şekilde ayrıştırıldığı, birbirlerinin alanına müdahale edilmemesine dikkat edildiği ve şirketlerin nepotizm konusunda ise bilinçli oldukları, aynı zamanda çalışanları üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabilecek bu tarzdavranışlardan kaçındıkları gözlemlenmiştir.

Aile bireyleri arasında yaşanan sorunların yukarıda belirtilen çalışmada da vurgulandığı üzere aile şirketini olumsuz yönde etkilediği açıktır. Aile bireyleri arasında bir anlaşmazlık veya uyuşmazlık doğduğunda bu sorunun şirketi etkilemeden kısa birsüre içerisinde çözüme kavuşturulması önemlidir. Bu kapsamda değerlendirilmesi gereken üç önemli konu aile anayasası, pay sahipleri sözleşmesi ve esas sözleşme tadilleridir.

Aile Anayasası

Aile şirketlerinde doğabilecek her türlü anlaşmazlık ya da uyuşmazlığı önlemek için kurumsallaşmanın ilk adımı ve en önemli unsurlarından biri olan aile anayasasına sahip olunması gerekmektedir. Aile anayasası her ailenin kendi dinamiklerine özgü ve özel hazırlanmış sosyal mutabakat metnidir. Aile anayasası ailenin mevcut ve gelecek nesilleri açısından kılavuz niteliğini haiz olup, karşılaşılabilecek olası sorunlara dair çözümler içermektedir.

Aile anayasası vasıtasıyla genel hatları ile ailenin temel değerleri, şirketin hâlihazırdaki stratejileri, idari yapısı, pay sahipliği düzenlemeleri, aile konseyi işleyişi ve yönetim kurulu yetki delege etme prensipleri belirlenmiş olur. Bunun yanısıra, pay sahipleri başta olmak üzere mevcut ve muhtemel ilişki ile iletişim sorunları dikkate alınarak benzer sorunlara da çözüm getirebilecek şekilde kurallar bütünü oluşturularak aile anayasası hazırlanır.

Aile anayasasın da ailenin misyon, vizyon ve değerleri, anayasanın amaç ve önemi, şirketin ve ilişkilerin yönetimi, şirket yöneticilerine ilişkin hükümler ve şirkette görev alan aile üyelerinin uymaları gereken kurallar, aile üyelerinin performanslarının değerlendirilmesi, şirket içi çalışma düzen ve prensipleri, yönetim organları, görevleri ve işleyişi, aile konseyi ve üyeleri ve bu konseyin çalışma şekli ile görevleri, şirket yönetim kurulunun oluşumu, yapısı ve işleyişi, yönetim kurulu başkan ve üyelerin görevleri, yönetim kurulunun çalışma biçimi, iç denetim, yönetimin devrişirketin mülkiyeti, pay devirleri ve mirasa ilişkin hükümlerin yer alması önerilmektedir. Aile anayasasına aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar ve aile anayasasının nasıl değiştirileceği, uygulanma şeklinin nasıl olacağı da anayasa metni ile düzenlenebilecektir.

Yukarıda da sayıldığı üzere aile anayasasında düzenlenen malvarlığı, yönetim, mülkiyet, paysahibi olma koşulları, pay devri gibi konuların yanı sıra aile konseyi, ailenin yönetimi ile ilgili görev ve sorumluluklar, ardıl ve yedekleme planlaması hususundaki ilkeler de aile anayasası vasıtasıyla açık bir şekilde belirlenmeside aile bireyleri arasındaki muhtemel anlaşmazlıkları önleyecektir.

Aile ve işilişkileri konusundaki şirket politikaları, aile üyelerinin birbirleri veşirket çalışanları ile aralarındaki ilişkilerde temel alınacak prensipler, aile üyelerinin performans ölçütleri, aile üyelerinin nasıl yetiştirilecekleri, aile liderinin seçilme koşulları, hangi pozisyonlarda hangi yetkinliklerdeki aile üyelerinin çalışabileceği, işe giriş çıkış koşulları, ücretlendirme esasları, aile bireyleri arasındaki ihtilafların çözümü gibi hususların aile anayasası ile önceden düzenlenmesi; aile bireyleri arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenmesi ve aile bireylerinin bu anlaşmazlıklara ilişkin nasıl bir yol izleyeceklerini tespiti bakımından önemlidir.

Pay Sahipleri Sözleşmesi

Pay sahipleri sözleşmesi, şirkette pay sahibi olan tarafların bu ortaklığa ve ortaklığın işleyişine ilişkin kuralları yazılı olarak detaylı şekilde belirttikleri ve kabul ettikleri sözleşmelerdir.

Aile üyesi paysahipleri açısından, aile anayasasında yer alan hükümlerin bağlayıcı niteliğe haiz olması amacıyla pay sahipleri arasında yapılan ve yine atipik bir sözleşmeolan pay sahipleri sözleşmesine, aile anayasasında yer alan ve pay devri kısıtlamaları gibi önemli görülen tüm hükümlerin aktarılması önerilmektedir.

Pay sahiplerisözleşmesi vasıtasıyla şirket faaliyetlerini, pay sahiplerinin kendi aralarındaki ve şirket ile olan ilişkilerini düzenlemek ve bunu pay sahipleri bakımından hukuki olarak bağlayıcı hale getirmek amaçlanmaktadır. Pay sahiplerinin şirketin yönetimi ve sürdürülebilirliğini konusundaki karşılıklı mutabakatlarını kayıtlara geçirdiği bu sözleşme borçlar hukuku kapsamında taraflar arasında bağlayıcı olup, aile anayasası ile paralel olarak çeşitli yükümlülükler öngörmektedir.

Pay sahipleritarafından akdedilen bu sözleşme, taraflarca şirketin sürdürülebilirliğine yönelik ortak amacı haiz niteliği bakımından, Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde düzenlenmektedir. Sözleşmenin içeriğinde ilgili maddelere aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenebileceği gibi, sözleşmeye aykırılık sebebi ile borçlar hukuku kapsamında düzenlenen yaptırımlar da gündeme gelecektir. İlgiliyaptırımlar TBK’nın 112. maddesi ve devamında yer alan “genel borca aykırılık” hükümleri ile düzenlenmiştir.

Pay sahipleri sözleşmesi, özellikle aile üyeleri arasında kalması istenen, gizliliğine önem verilen ve şirket esas sözleşmesi ile düzenlenmesi mümkün olmayan konularda pay sahiplerine ilgili düzenlemeleri yapma imkanı sunmaktadır. Pay sahipleri sözleşmesi niteliği gereği nispi bir sözleşme olup, yalnızca taraflar arasında bağlayıcı olup, üçüncü kişilere karşı bu düzenlemelerin ileri sürülmesi mümkündeğildir. Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) tarafından izin verildiği ölçüde bu hükümler şirket esas sözleşmesine eklenerek üçüncü taraflara karşı da bağlayıcılık unsuruna sahip olması amaçlanmaktadır.

Esas Sözleşme Tadili

Aile anayasasında ve pay sahipleri sözleşmesinde mevcut olan, şirketi ve üçüncü kişileri debağlaması istenilen hükümler var ise; bu hükümler aile anayasasının şirketler hukuku kapsamında bağlayıcı olabilmesi için TTK’nın izin verdiği ölçüde şirket esas sözleşmesine yansıtılmalıdır.

Aile anayasası ve pay sahipleri sözleşmesi ile şirket iç işleyişinde düzenlenen ilgili konular şirket esas sözleşmesine aktarılarak, sadece aile veya pay sahipleri değil üçüncü kişilere karşı da hüküm ifade etmesi sağlanabilecektir.

Aile anayasası, pay sahipleri sözleşmesi ve şirket esas sözleşmesi vasıtasıyla belirlenmiş olan kural ve politikalara aykırı davranışlar olması halinde, bu davranışlara karşı uygulanacak olan yaptırımlar yine aile anayasasında düzenlenecektedir. Ayrıca pay sahipleri sözleşmesi bakımından aykırılık halinde TBK 112. maddesi ve devamında yer alan düzenlemeler ve yaptırımlar da söz konusu olacaktır.

Tüm pay sahibi aile bireylerinin hak ve sorumluluklarını, uyuşmazlıkların çözümlenmesinde izlenecek yolları belirleyen ve özellikle cezai şartların yer alması halinde caydırıcılık etkisini haiz olan;

  • Aile Anayasası,
  • Pay Sahipleri Sözleşmesi ve
  • Şirket Esas Sözleşmesinin Tadili

aile şirketlerindeki uyuşmazlıkların önlenmesinde büyük önem taşıyan metinlerdir.

Yasal Uyarı | Çerez Politikası | Kullanım Koşulları | Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metni | © 2024 DL Avukatlık Bürosu