Aile Şirketlerinde Önemli Sözleşmeler Yazı Dizisi - Taşınır Satış Sözleşmeleri
"Sözleşmelerin Yeri ve Önemli Sözleşmeler” başlıklı yazı dizimiz kapsamında aile şirketlerinin ticari ilişkilerinde sıklıkla karşılaştıkları sözleşmeler hakkında yaptığımız bilgilendirmelerin bu üçüncü bölümünde de önemli bir konuya odaklanıyoruz: taşınır satış sözleşmesi.
Yayınlanma Tarihi: 27/10/2023

Aile şirketlerinde görev alan yöneticilerin, olası risk ve ihtilafları öngörerek sözleşmeleri doğru bir şekilde hazırlamaları ve dahi icra etmeleri, henüz ortaya çıkmamış sorunları engellemek adına kritik bir rol oynamaktadır. Bu sorumluluk, özellikle satış sözleşmeleri bağlamında da büyük önem arz etmektedir.


Genel anlamıyla satış sözleşmeleri taraflardan birinin bir ürünü teslimi, diğer tarafın ise bu ürün bedelini karşı tarafa ödemesi hakkında anlaşmaya vardığı sözleşmelerdir. Satış sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) kapsamında düzenlenmiş ve şu şekilde tanımlanmıştır:

 

“Satış sözleşmesi, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

 

Satış sözleşmeleri, satışa konu malın türüne, ödeme yöntemine veya sözleşmenin şekline göre farklı şekilde sınıflandırılabilmektedir. Bu doğrultuda yazı dizimizin bu bölümünde satış sözleşmelerini taşınır satışları ve taşınır satış sözleşmesin de dikkat edilmesi gereken hususlar kapsamında değerlendirmiş bulunmaktayız.

 

Keyifli okumalar dileriz.


TAŞINIR SATIŞI 

A.    Tanım

Taşınır satışı, TBK madde 209’da belirtildiği üzere “Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca, taşınmaz sayılan eşyalar dışında ve diğer kanunlarda taşınır olarak belirtilen şeylerin satışı” olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede TMK madde704’e göre taşınmazlar; arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olarak belirlenmiş olup, bu kapsamda sayılmayan ve diğer kanunlarda ayrıca özel olarak taşınır şeklinde nitelenen her eşyanın satışı taşınır satışı olarak değerlendirilmektedir.


Kısaca özetlemek gerekirse   

  • Nitelik itibari ile taşınabilen her türlü eşyanın,
  • Elektrik, su, havagazı gibi taşınmaz mülkiyetine dahil olmayan kuvvetlerin,
  • Taşınmadan ayrıldıktan sonra mülkiyeti devredilecek bütünleyici parçaların,
  • Temelli kalma maksadı olmadan yapılan kulübe veya baraka gibi yapıların,
  • Gemi siciline kayıtlı olmayan gemilerin,
  • Alacak hakkı, ortaklık hakkı, fikri ve sınaihaklar ve rüçhan hakkının,
  • Tapusuz taşınmazların,

satışı, uygun olduğu ölçüde taşınır satışı olarak değerlendirilmektedir.

 

Önemli Not: Alacak hakkı, ortaklık hakkı, fikri ve sınai haklar ile anonim ortaklıklar için yeni çıkarılan hisse senetleri üzerindeki rüçhan hakkının satışı sırasında taşınır satışı hükümleri uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır.

B.    Taşınır Satışlarında Şekil ve Geçerlilik Şartları

Kural olarak, taşınır satışı sözleşme özgürlüğü çerçevesinde herhangi bir şekil vegeçerlilik şartına bağlı değildir. Diğer bir ifade ile taşınır satışına ilişkin sözleşmeler adi yazılı şekilde veya sözlü olarak da yapılabilmektedir.


Önemine binaen, kanunlar ile belirlenen istisnai bazı hallerde şekil ve geçerlilik şartı tamamen tarafların iradesine bırakılmamış olup, değişiklik göstermektedir. Örneğin, marka satış sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekil şartına veya araç satış sözleşmesinin geçerliliği noterde yazılı şekilde yapılması şartına bağlıdır.

 

Önemli Not: Taşınır Satış Sözleşmesi’nin şekil ve geçerlilik şartları, taşınıra ya da hukuki işlemin değerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

C.    Taşınır Satış Türleri

Parça Satışı

Sözleşmenin asıl konusunu oluşturan taşınır eşya, taraflarca bireysel nitelik ve özellikleriyle satış anında belirlenmişse artık bu taşınırın satışı parça satışı olarak adlandırılmaktadır. Örneğin antika bir eşya satışı veya el yapımı vazo, resim gibi eserlerin satışı parça satışı olarak değerlendirilebilecektir.

 

Tür (Cins) Satışı

Sözleşmenin asıl konusunu oluşturan taşınır eşya taraflarca bireysel nitelik ve özellikleriyle satış anında kesin olarak belirlenmemişse bu taşınırın satışı tür satışı olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, inşaat işiyle iştigal eden bir aile şirketinin satın alacağı çelik veya demir gibi ürünlerin satışı özel bir kriter belirlenmediyse tür satışı olarak değerlendirilebilecektir.

D.    Alıcının Borçları

1.      Satış Bedelini Ödeme Borcu:

Alıcının asli yükümlülüğü, TBK 232 uyarınca, satış bedelini ödeme yükümlülüğüdür. Bu edim sözleşmeye karakterini verdiği için asli edim olarak adlandırılmaktadır. Alıcı, satış sözleşmesinde belirlenen şekilde ödeme yükümlülüğünüyerine getirmelidir.

 

Önemli Not: TBK 234 uyarınca, alıcı satış bedelini ödemediği durumlarda böyle bir örf ya da adet varsa veya alıcı satılandan ürün ya da diğer başka türlü verim elde etme imkânına sahip ise ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın satıcı, satış bedeline faiz isteyebilir.

 

TBK 89’a göre, satış sözleşmesinde aksine bir karar alınmamışsa alıcı ödeme borcunu,satıcının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde gerçekleştirecektir.

2.      Satılanı Teslim Alma

Alıcının satış sözleşmesine konu olan taşınırı satıcıdan teslim alması gerekmektedir. Satış sözleşmesinde aksine bir düzenleme yoksa genel kural alıcının taşınırı hemen teslim almasıdır.

 

Önemli Not: Alıcı satılanı teslim almazsa, satıcı kendi borcunu yerine getirmek için satılanı bir yere bırakarak borcundan kurtulabilir ya da tamamen sözleşmeden dönebilir. Eğer satılan tevdi edilmeye uygun değilse, satıcı önce alıcıya bir bildirimde bulunabilir ve daha sonra ise hâkimin izniyle satılanı açık artırma ile sattırıp, satış bedelini hâkimin belirleyeceği yere tevdi ederek borcundan kurtulabilir.

3.      Faiz Ödeme Borcu

Alıcı asliedim yükümlülüğü olan satış bedelini ödeme yükümlülüğünü belirlenen günde yerinegetirmezse, vade gününden sonra temerrüde düşmüş olacaktadır. Bu doğrultuda, vadenin geçmesiyle ya da temerrüt ihtarıyla temerrüt hükümleri uygulanacak ve alıcının faiz ödeme borcu doğacaktır.

 

Önemli Not: TBK uyarınca, alıcının satış konusu taşınırdan, ürün ya da diğer verimler elde etme imkânı varsa ihtara gerek olmaksızın satıcının alıcıdan faiz istemesi mümkündür.

4.      Alıcının Diğer Borçları

Alıcının yukarıda sayılan borçlarına ek olarak; kanundan, taşınır satış sözleşmesinden ya da örf ve adet kuralları ile dürüstlük kuralından kaynaklanan diğer borçları söz konusu olabilmektedir. Bu tür diğer borçlara yan edim yükümlülüğüadı verilmektedir. Örneğin, alıcı eğer satış sözleşmesine konu olan taşınırın özel olarak eve teslim edilmesini istiyor ise, buna ilişkin taşıma masraflarını ödeme yükümlülüğü kural olarak alıcıya ait olup yan edim yükümlülüğü teşkiletmektedir.

E.     Satıcının Borçları

1.      Satılanı Teslim Borcu:

TBK 207’de belirtildiği üzere satış sözleşmesinde iki asıl edim söz konusudur. Bu edimler sözleşmeye karakterini verdiği için asli edim olarak adlandırılmaktadır. Satıcının asli edimi, satılanın zilyetliğini alıcıya devredilmesi yani satılan şeyin alıcıya teslim edilmesidir.

2.      Satılanın Mülkiyetini Devir Borcu

TBK 207 uyarınca, satıcının sözleşmeye karakterini veren diğer asli edim yükümlülüğü, satılanın mülkiyetini alıcıya devretme borcudur. Bu bağlamda borçlunun eşyanın devrine yönelik tasarruf işlemlerini gerçekleştirme yükümlülüğü ifade edilmektedir. Söz konusu bu işlem taşınırlar bakımından genellikle zilyetliğin devrini ifade etmektedir. Önemine binaen, mevzuat ile özel şartlar belirlenen bazı durumlarda zilyetliğin devrinin yanı sıra farklı işlemlerin gerçekleştirilmesi de gerekebilmektedir. Örneğin; araç satışının konu olduğu bir taşınır satış sözleşmesinde aracın mülkiyetini alıcıya geçirmek için saltaracın alıcıya teslimi yeterli olmamakta satış sözleşmesinin de noterde yapılması gerekmektedir.

 

Önemli Not: Belirli taşınırların satışında kanundan kaynaklanan şekil şartları bulunmaktadır. Bu sebeple taşınır satış sözleşmesinin hukuken geçerliliğinden emin olmak adına, taşınır satışı yapılmadan herhangi bir şekil şartı bulunup bulunmadığı mutlaka teyit edilmelidir.

3.      Satıcının Diğer Borçları

Satıcının diğer borçları, asli edim yükümlülükleri dışında kalan ve bir yan edim yükümlülüğü olarak değerlendirilen borçlardır. Bunlar kanundan, satış sözleşmesinden, örf ve adet kurallarından veya dürüstlük kuralından kaynaklanabilmektedir. Örneğin, taraflar satılan taşınırın ifa yerinden başka bir yere taşınmasını ve bu taşıma bedelinin de satıcı tarafından karşılanmasını satış sözleşmesinde kararlaştırmışlar ise satıcının bu bedeli ödemesi yan edim yükümlülüğü olarak adlandırılmakta olup satıcının diğer borçları kapsamında incelenmektedir.

F.     Satış Sözleşmelerinde Hasarın Devri

Taşınır satışlarında, taşınır eşya alıcının hâkimiyet alanına (zilyetliğine) girene kadar meydana gelen hasarlardan kural olarak satıcı sorumludur. Doğal olarak, alıcının henüz kendisine teslim edilmemiş bir taşınırdaki hasardan sorumlu tutulması beklenemez. Bu doğrultuda, taşınırın hasar gördüğü hallerde alıcı da satış sözleşmesinin karşılığı olan edimini yerine getirmekten kaçınabilir.


Önemli Not: Borcun türü ve teslim şekline göre hasar sorumluluğunun tarafı değişiklik gösterebilmektedir.

 

Hasarın devri taşınır satışının parça veya tür satışı olmasına, aynı zamanda satılanın teslim şekline göre değişiklik gösterebilmektir.

 

Önemli Not: Alıcının her durumda işlerin olağan akışına göre satılanı imkan bulur bulmaz gözden geçirmesi gerekmektedir. Alıcı satış sözleşmesine konu eşyanın hasarlı olduğunu satıcıya bildirmelidir. Bildirim için kanunda belirli bir süre düzenlenmemiştir, fakat alıcı satılanı gözden geçirmeyi ihmal ederse kanuna göre söz konusu hasardan kendisi sorumlu olabilecektir.

 

Yerinde satışlarda hasarındevri: Yerinde satışlarda taşınırın zilyetliği alıcıya geçene kadar (teslimanına kadar) hasardan satıcı sorumlu olmaktadır.

Götürme satışlarda hasarındevri: Götürme satışlar için, taşınır satışı konusu eşya eğer bir yeregötürülerek alıcıya teslim edilecek ise eşyanın götürüldüğü yerde alıcıyateslimine kadar hasardan satıcı sorumlu olmaktadır.

Gönderme satışlarda hasarındevri: Gönderme satışlarda taşınır satışı konusu eşya alıcının talebi üzerine bağımsız üçüncü bir kişi (kargo, kurye vb. taşıyıcılar)  tarafından satıcıdan alıcıya götürülmektedir. Burada satıcı, taşınırın kargo şirketine teslim etmesiyle artık hasara karşı sorumluluktan kurtulacaktır. Taşınırın kargo şirketine teslim edildiği andan itibaren meydana gelebilecek hasarlardan alıcı sorumlu hale gelmektedir.

Önemli Not: Götürme ve gönderme satışlar arasındaki fark hasarın alıcıya geçtiği andır. Götürme satışlarında vazoyu satıcının kendisi götürmekte ve hasar alıcıya teslimi ile geçmekte iken gönderme satışlarda bağımsız üçüncü kişi götürmekte ve hasar üçüncü kişiye teslim anında alıcıya geçmektedir.

G.   Satıcının Tekeffülü (Sorumluluk Üstlenmesi)

Satıcının tekeffül sorumluluğu, TBK 214 vd. hükümlerinde düzenlenmekte olup iki başlık altında incelenmektedir. Bunlar ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ve zapta karşıtekeffül sorumluluğu olarak adlandırılmaktadır.

 

Ayıbakarşı tekeffül sorumluluğu temelde satış sözleşmesine konu olantaşınırın, sözleşmede anlaşılan nitelikleri taşımaması olarak ifade edilebileceğigibi taşınırın değerini azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran eksiklikleresahip olması olarak da değerlendirilebilecektir.

 

TBK madde 219 uyarınca, satıcı bu ayıptan haberi olmasa bile sorumlu olacaktır. Çünkü üzerinde anlaşılan ve sözleşme kapsamında bulunan edim ayıpsız bir edimdir.

 

Satıcının ayıptan sorumlu olduğu hallerde, alıcı aşağıdaki seçimlik haklarını kullanabilecektir;


  • Satılanı gerivermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme
  • Satılanıalıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,
  • Aşırı birmasrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzeresatılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
  • İmkan varsa,satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.

Alıcı ayıp dolayısıyla uğradığı zararlar için satıcıdan ayrıca tazminat talep edebilecektir. Eğer borç tür borcu ise satıcı, alıcıya satılanın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.

 

Zapta karşı tekeffül sorumluluğu ise, TBK 214 vd. hükümleri uyarınca, taşınır satış sözleşmesine konu eşya üzerinde üçüncü bir kişinin hakkı nedeniyle eşyanın tamamının veya bir kısmının üçüncü kişi tarafından alıkoyulması halinde satıcının sorumluluğunu ifade eder. Alıkoyma halinde, alıcının uğrayacağı zararlardan satıcı sorumlu olacaktır.

H.    Alıcının Satış Bedelini Ödemede Temerrüdü ve Satıcının Müspet Zararının Tespiti

1.      Alıcının Satış Bedelini Ödemede Temerrüdü:

Alıcı satış sözleşmesinden doğan sözleşme bedelini ödeme borcunu yerine getirmediği takdirde temerrüde düşer. Bu durumda satıcı TBK madde 125’te belirtilen seçimlik haklarını kullanabilecektir. Satıcı söz konusu bedelin kendisine ödenmesini ve gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini isteyebilecektir. Bunlara ek olarak satıcı, alıcıya sözleşmenin ifasından ve gecikmeden kaynaklı isteyebileceği tazminattan vazgeçtiğini bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir ve sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme söz konusu olduğunda satıcı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararı da geri isteyebilecektir.


TBK madde 207 uyarınca, satıcı ve alıcı kural olarak borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Fakat taraflar sözleşmeyle aksini öngörebilir ya da örf veadetler gereği aksi söz konusu olabilir.

2.      Satıcının Müspet Zararının Tespiti

Müspet zarar sözleşmenin hiç ya da gereği gibi yerine getirilmediği durumlarda ortayacçıkan zarardır. Bu durumda satıcının eğer sözleşme zamanında ve gereği gibiyerine getirilmiş olsaydı, zarara uğrayan tarafın malvarlığı durumunun nasılolacağı hesaplanarak müspet zarar tespit edilmelidir.

 

Müspet zararın tespitinde iki yöntem vardır:

 

Müspet Zararın Somut Olarak Tespiti:

Alıcının satış bedelini ödemede temerrüde düşmesi halinde TBK madde 236/2 uyarınca, satıcının müspet zararı; satış sözleşmesine konu olan taşınırın satış anındaki bedeli ile daha sonra satıldığında ortaya çıkacak bedel arasında çıkan farkın bulunması ile somut olarak hesaplanmaktadır. Örneğin, fabrikalarındaki makineler için yedek parça alan aile şirketi bu yedek parçaları sattığında elde ettiği bedel ve satın aldığı değer arasındaki fark bulunduğunda müspet zararın somut olarak tespit edilebildiği söylenebilmektedir.

 

Müspet Zararın Soyut Olarak Tespiti:

Alıcının satış bedelini ödemede temerrüde düşmesi halinde TBK madde 236/2 uyarınca, satıcınınmüspet zararı; satış sözleşmesine konu olan taşınırın ödeme gündeki piyasa rayicine göre hesaplanan fiyatı ile satış sözleşmesine konu olan bedel arasındaki farkın bulunması ile soyut olarak hesaplanmaktadır. Örneğin, yedek parça satış sözleşmesinde belirtilen ödeme günündeki piyasa değeri ile satış sözleşmesinde üzerinde anlaşılan tutar arasında fark bulunduğunda müspetzararın soyut olarak tespit edilebildiği söylenebilmektedir. 

I.       Satıcının Temerrüdü

1.      Ticari Satış Kavramı ve Ticari Satışlarda Satıcının Temerrüdü 

Ticari satışlarda zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuşsa ve satıcı bu devri zamanında gerçekleştirmeyerek temerrüde düşerse artık alıcı devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesi nedeniyle doğan zararının giderilmesini talep edebilecektir.

 

2.      Alıcının Müspet Zararının Tespiti

Borcunu ifa etmeyen satıcı, alıcının bu sebeple uğradığı zararları ödemekle yükümlüdür. Bu doğrultuda, alıcını bu zararı müspet zarar olarak değerlendirilir ve aşağıdaki .ki şekilde hesaplanabilir:

 

Müspet Zararın Somut Olarak Tespiti:

Satış sözleşmesinde belirlenen satış bedeliyle, teslim edilmeyen eşya yerine başka bir satıcıdan almak durumunda kaldığı eşyaya ödenen bedel arasındaki fark hesaplandığında alıcının müspet zararı somut olarak tespit edilecektir.

 

Müspet Zararın Soyut Olarak Tespiti:

TBK 213 uyarınca,satılanın borsada kayıtlı olması ya da piyasa fiyatı bulunması halinde, satış anındaki malın bedeli ile borcun ifa edileceği gün piyasa değeri arasındaki fark hesaplanarak alıcının müspet zararı soyut olarak tespit edilebilecektir.


J.      Sonuç

Taşınır satış sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde dikkat edilmesi gereken hususlar, anlaşmazlık ve uyuşmazlık halinde izlenebilecek yollar yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere oldukça kapsamlıdır. Satış sözleşmelerinin hazırlanması ve kontrolü ile işlemlerin gerçekleştirilmesi esnasında ve/veya herhangi bir uyuşmazlık meydana gelmesi halinde yetkin bir avukattan destek alınması tarafların irade beyanlarının doğru yansıtılması, karşılıklı ilişkinin ve ihtilaf halinde izlenecek yolların belirlenmesi ile ileride herhangi bir hak kaybına uğramamak adına oldukça büyük önem arz etmektedir.

Yasal Uyarı | Çerez Politikası | Kullanım Koşulları | Kişisel Verilerin İşlenmesi Hakkında Aydınlatma Metni | © 2024 DL Avukatlık Bürosu